Fehmi Koru*
Gazetenin internet sitesinin ilk karesinde ‘deprem’ sözcüğünü görünce, nedense bunu biraz önce sona eren Ankaragücü-Fenerbahçe maçı ile ilgili sandım. Türkiye kupası çeyrek final maçıydı ve Fenerbahçe o maçı 3-0 kaybederek kupadan elendi.
Halbuki, Fener’in teknik direktörü İsmail Kartal, bir gün önce, bütün kupalara birden talip olduklarını taraftarlara duyurmuştu.
Kupanın biri dün akşam gitti…
Maçı izlemek üzere beyaz camın karşısına oturduğumda, sahadaki oyuncu kalabalığından, iki takımın oyuncularını ayırmakta zorlandığımı fark ettim. Ankaragücü’nün de Fenerbahçe gibi forması sarı-lacivert. Ankaragücü oyuncularını tanımamam doğal ama, İsmail Kartal’ın sahaya sürdüğü 11’i de tanımakta zorlandım.
Lig maçlarında yorulan oyuncuları dinlendirmek için yedekler sahaya sürülüyorsa buna ‘rotasyon’ deniliyor. Çeyrek final maçına rotasyonlu takımla çıkan Fenerbahçe yenildi.
Takımın yenileceğini daha onuncu dakikada hissettim ve maçı izlemekten vazgeçtim.
Benim 10 dakikada anladığımı Fener’in teknik kadrosu haftalar öncesinden kavrayamamış olmalı.
Maçı izlemekten vazgeçince ne yaptım? Tabii, derhal siyasi konularda okumaya ve düşünmeye çalıştım.
AK Parti bir süredir kadro açısından ‘rotasyon’ ile idare ediyor. Kuruluş kadrosu hemen her eğilimden birinci sınıf siyasilerden oluşuyordu ve onların parti içerisinde ön saflarda yer alması AK Parti’yi iktidar için ilk adres haline getirmişti.
Onların çoğu bugün AK Parti’de bulunmuyor.
Rotasyonlu kadrosu AK Parti’yi iktidarda tutmaya yetiyor mu?
Yetmiyor elbette. AK Parti’nin oyları her seçimde biraz daha eksilerek, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan son genel seçimde %35.62’ye dayandı. Bir ara -1 Kasım 2015 genel seçiminde- %50’ye yaklaşmıştı (%49.5). Son genel seçimde alınan oy, AK Parti’nin girdiği ve iktidara geldiği ilk seçim olan 3 Kasım 2002 genel seçiminde alınan %34,28 oranının birazcık üzerinde.
Esas takım, o ilk seçimde partilerini iktidara taşıdığı gibi, sonraki seçimlerde de oylarını hep artırarak AK Parti’nin iktidarını daha da muhkemleştirmişti.
AK Parti rotasyonlu kadrosuyla seçim kazanamayacağını anladığı için olacak, bir başka partiyi iktidar ortağı olarak yanına alma ihtiyacı duydu.
MHP’yi…
Son seçimde AK Parti %35.62 oy oranıyla 268 milletvekili çıkardı, ortağı MHP de %10.07 oy oranıyla 50 milletvekiline sahip oldu. Toplam sandalye sayısı: 268+50=318…
Bu sandalye sayısıyla Meclis’te muhalefete göz açtırmayacak bir çoğunluk elde edilebiliyor.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti genel başkanı Tayyip Erdoğan, seçim kampanyası sırasında, genel yönetimle yerel yönetimin aynı ellerde bulunmasının gerekliliğine işaret etmek için, “Hükümet kimde?” sorusunu topluluklara yöneltiyor ve ardından “Bizde” diyor ya; işin aslı biraz farklı: AK Parti bu oy oranıyla ve Meclis’teki sandalye sayısıyla tek başına iktidar olabilecek halde değil. MHP desteği olmasa, muhalefet koalisyon kurabilecek sandalyeye sahip.
AK Parti’nin ‘rotasyon partisi’ hali en fazla son iki yerel seçimde dışa vuruldu.
İstanbul’dan bir önceki seçimde Binali Yıldırım, şimdi Murat Kurum…
Zaten bu ‘rotasyon’ görüntüsü yüzünden her iki seçimde, kampanyaları bizzat Tayyip Erdoğan yürüttü, halen de o yürütüyor…
İstanbul’a İstanbullu bir aday bulmakta ikidir zorlandı AK Parti.
Binali Yıldırım iki önceki seçimde İzmir’e belediye başkan adayı olarak sunulmuştu, önceki seçimde de İstanbul’a o uygun bulundu.
Şimdi de Murat Kurum.
Kurum İstanbullu değil. İstanbul’un 15 milyonu aşan nüfusu içerisinde ağırlıklı olarak temsil edilen illerin hiçbirinden de değil. Ankaralı.
Neden memleketi Ankara’dan değil de İstanbul’dan aday gösterilmiş olabilir?
Aklıma gelen tek sebep, kadroları içerisinden İstanbul’a ondan başka birini bulamamaları oluyor…
Dün akşam Fenerbahçe’nin de başına geldiği üzere, rotasyonla sahaya çıkılabiliyor futbolda, ama rotasyon takımı ile maçı kazanmak hiç kolay olmuyor.
Seçime bir ay kaldı, AK Parti’nin adayı şimdiden zorlanıyor. Kalabalıklar karşısında konuşurken, vücut dili sanki “Benim burada ne işim var” diye haykırıyor.
Bana öyle geliyor ve aynen Fenerbahçe maçına yaptığım gibi, o konuşurken başka bir kanala geçiyorum.
Merak edeniniz olmuştur diye bildiriyorum: Gece internette karşıma çıkan gazetedeki ‘deprem’ başlığı Malatya’daki 3.6 büyüklüğündeki sarsıntıyla ilgiliymiş.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.